Keratokonus hastalığına dikkat: Erken tanı görme kaybını engelleyebilir!

Gözün saydam katmanının incelmesi ve sivrileşmesiyle oluşan keratokonus hastalığının erken teşhis edilmesinin büyük ehemmiyet taşıdığını belirten Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Serdar Marol, erken teşhisin görme kaybını engellediğini ve birtakım durumlarda kaybedilen görmelerin geri kazanılabileceğini söyledi.

Gözdeki dış mercek katmanı olan korneanın incelmesi ve dikleşmesiyle meydana gelen keratokonus hakkında açıklamalarda bulunan Medipol Mega Üniversite Hastanesi’nden Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Serdar Marol, tedavi edilmediğinde ilerleyici görme kaybına yol açabilen önemli bir hastalık olduğunu anlattı. Hastalığın erken teşhisinin değerine değinen Op. Dr. Marol, “Erken tanı ile hem görme kaybını engelleyebiliyoruz hem de birtakım durumlarda kaybedilen görmeleri geri kazanabiliyoruz” dedi.

Genetik yatkınlık ve göz kaşıma alışkanlığı

Keratokonusun en değerli nedenlerinden birinin genetik yatkınlık olduğunu belirten Op. Dr. Marol, “Genetik yatkınlık bu hastalığın temelini oluşturuyor. Fakat yalnızca yatkınlık, keratokonus oluşumunu tetiklemiyor. Bilhassa çocukluk çağında çok göz kaşıma, hastalığın ilerlemesine neden olabiliyor. Çocuklar gözlerini kaşıdığında, bu alışkanlık ilerleyen periyotlarda kornea katmanında hal bozukluklarına ve keratokonusa yol açabiliyor” tabirlerini kullandı.

Erken teşhis ile görme kaybı önlenebiliyor

Hastalığın ilerleyişini durdurabilmenin mümkün olduğunu lisana getiren Op. Dr. Marol, “Erken teşhis ile görme kaybını engellemek mümkün. Keratokonus ne kadar erken tespit edilirse, hastalığın ilerlemesi o kadar önlenebilir. Keratokonusun tespiti için yapılan topografik aygıtlar ve ayrıntılı tetkikler çok değerlidir. Şayet gözlüklerle görme iyileştirilemiyorsa, bir göz hastalıkları uzmanına başvurulmalı ve keratokonus kuşkusuyla gerekli tetkikler yapılmalıdır” dedi.

Çapraz bağlama ve öteki uygulamalar

Hastalığın ilerlemesini durdurmak için uygulanan tedavi yollarından bahseden Op. Dr. Marol, “Çapraz bağlama tedavisi, hastaların görme kayıplarını önleyebilecek yüzde 100 muvaffakiyet oranına sahip bir usuldür. Bu tedaviyle hastalar, görme kaybına uğramadan günlük hayatlarına devam edebilirler. Sert kontakt lensler, göz içi halkalar ve topografi lazerle yapılan tedavilerle kaybedilen görmelerin bir kısmı geri kazanılabiliyor” diye konuştu.

40 yaş üstü hastalar için yeni seçenekler

İleri yaşlardaki hastalar hakkında bilgi veren Op. Dr. Marol, “40 yaş sonrası hastalarımızda göz içi mercekler kullanılarak, görme kaybı olan bireyler için değerli güzelleşmeler sağlanabilir. Kimi hastalarımız, gözlük yahut kontakt lens kullanmadan günlük ömürlerine devam edebilir” dedi.