Çocuk Sıhhati ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Emel Örün, bebeklerin birinci tecrübelerinin geleceği üzerine tesirli olduğunu ve bu nedenle ebeveynlerin bebeğin büyümesi ve gelişmesi için çok kıymetli bir role sahip olduklarını söyledi.
Örün, “Doğumdan sonraki günlerde bebekler yalnızca emmek, uyumak, ağlamak ve altını kirletmek dışında bir şey yapmıyormuş üzere gözükürler. Ancak doğumdan sonraki 2 hafta sonrasında uyku mühletleri azalır, gün içinde daha çok uyanık kalmaya başlarlar. Bu müddette duyar, görür, hisseder ve gereksinimlerini size iletirler. Farklı hal, boyut ve renkteki yüzleri ve objeleri görme yeteneğine sahiptirler. Ebeveynlerinin sesleri ile oburlarının sesleri ortasındaki farkı anlayabilirler. Bebeğinizin beyin gelişimi sizin verdiğiniz bakım ve edindiği deneyimlerden etkilenir. Bebeğin kendini inançta hissetmesi beyin hücreleri ortasında yeni bağların kurulmasına yardım eder” diye konuştu.
BEBEK KENDİNİ KESİNLİKLE İNANÇTA HİSSETMELİ
Her bebeğin farklı bir üslubu ve kişiliği olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Örün, “Aslında ebeveynler için bebeklerinin beğenilerini, muhtaçlıklarını ve yeteneklerini öğrenmek eğlencelidir. Bebeklerin öbür beşerlerle ve durumlarla nasıl alaka kurduğunu gözlemlemek işe yarar” dedi.
Örün, şöyle devam etti:
“Bazı bebekler daha fazla aktivite sever, kimileri daha az sever. Birtakım bebekler daha yüksek sesle güler yahut ağlarlar, kimileri ise tabiatı gereği daha sessizdir. Çocuklar birinci yıllarında hayatlarının öteki devirlerine nazaran daha süratli büyürler. Bu çok fazla vaktinizi ve gücünüzü alacaktır. Kendinizi yeterli hissettiğinizde, bebeğinizin de memnun ve inançta hissetmesine yardımcı olacaksınız. Bu yüzden kendinize dikkat etmek için vakit bulmalısınız. Bebekler birinci yıllarını sevilme konusunda inançta hissetmeyi öğrenerek geçirirler. O nedenle bebeğin kendini inançta hissetmesi, beyin hücreleri ortasında yeni bağların kurulması konusunda çok kıymetli bir yer almaktadır.”
BEBEKLERİN DİĞERLERİYLE OLUMLU BAĞLANTILAR KURMASINA YARDIMCI OLACAKTIR
Ebeveynlerin takviyeye yahut yardıma muhtaçlığı olduğunda eşlerine, yakın etraflarına ve öteki aile üyelerine bildirmekten çekinmemeleri gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Örün, kelamlarını şöyle tamamladı:
“Dinlendikten sonra daha fazla gücünüz olacak ve bebeğinizle daha çok eğlenebileceksiniz. Ayrıyeten aile üyeleri ile yakın bir bağ geliştirmek kıymetlidir. Bebeklerin diğerleriyle olumlu bağlantılar kurmasına yardımcı olur. Siz etraftayken öbür insanların bebeğinizle konuşmasına müsaade verin, bebeğiniz böylece başka beşerlerle nasıl münasebet kuracağını öğrenir. Bebeğinizin yanında olamadığınızda, en düzgünü tıpkı muteber kişi ya da şahıslar olmasıdır.
Bebeğinizi bir akraba, arkadaş yahut profesyonel çocuk bakıcısına bırakmaya karar verirseniz, bakıcının ve etrafın gereğince sağlıklı, inançlı ve rahatlatıcı bir ortam sağladığından emin olun. Bebekler birinci yıllarını sevilme konusunda inançta hissetmeyi öğrenerek geçirirler. Sevgi çocuğunuza hastalıklarla savaşmak için fizikî güç, kendini inançta hissetmek için duygusal güç ve yeni şeyler öğrenme yeteneği verecektir.”