6 Eylül 1955 günü Selanik’te Mustafa Kemal Atatürk’ün evinin bombalandığı şeklinde bir haber radyodan duyuldu. Ardından İstanbul’da Expres Gazatesi tarafından yapılan yıldırım baskı ile haber iyiden iyiye yayıldı. Kıbrıs müzakereleri nedeniyle mevcut olan gergin atmosfer bir anda yaşanan bu olay ülkedeki azınlıklara karşı eylemlere dönüştü.
Başta İstanbul olmak üzere bir çok ilde protesto mitingleri ve yürüyüşler yapıldı. Aynı günün akşamı İstanbul’daki gösteriler olayı protestodan çıkıp azınlıklara karşı saldırılara dönüşmeye başladı. İstanbul’da yaşayan azınlıklara yönelik saldırı ve yağma başladı. Olaylar sırasında ölenler oldu.
İstanbul’un her yerinde yağmalar aynı yöntemle yapıldı. Dükkânlara saldıranlar önce vitrinleri taşlayarak kırdılar ya da demir parmaklıkları kaynak makineleri ve tel makasları yardımıyla açtılar, ardından içerideki alet ve makineleri dışarı çıkararak paramparça ettiler.
Kiliseler ve mezarlıklar da payını aldı: Kiliselerin içindeki kutsal resimler, haçlar, ikonalar ve diğer kutsal eşyalar tahrip edildiği gibi, İstanbul’da bulunan 73 Rum Ortadoks kilisesinin tamamı ateşe verildi.
Bu olaylardan sonra kendini güvende hissetmeyen gayri Müslim vatandaşlarımızdan bir kısmı özellikle bir çok Rum İstanbul’u terk etti. Bu olayları görüldüğü illerde sıkıyönetim ilan edildi. İki gün süren olaylarda bir çok kişi tutuklandı ise de yargılamalar berat ile sonuçlandı. 27 Mayıs yargılamalarında bu olaylarda gündeme gelmiştir.
6-7 Eylül sonrası
Olaylar devam ettiği sırada İstanbul’da olan önemin başbakanı Adnan Menderes saldırıların kontrol edilememesi üzerine Sapanca’dan çağrıldı ve sıkıyönetim ilan edildi.
10 Eylül 1955 günü dönemin İçişleri Bakanı Namık Gedik istifa etti.
27 Mayıs askeri darbesinden sonra Yassıada Yargılamalarında olaylarla ilgili dönemin Başbakanı Adnan Menderes suçlandı. Yargılama sonucu darbe mahkemesi Adnan Menderes’i olayları provake etmekten suçlu bulup mahkum etti.