MELİSA VARDAL- İnsanoğlu neden gökyüzüne bakar, bu merak bize atalarımızdan kalan bir miras mı? Yıldızlar, gezegenler ve daha nicesini izledi, inceledi Sümerler, Aztekler, Persler, Asurlar, Mayalar, Antik Yunanlar ve ismini sayamadığımız pek çok uygarlık… Kimi gökyüzüne bakıp yeryüzünü anlamlandırmaya çalıştı; kimi tanrısını aradı tepe dünyada; kimi de geleceğini şekillendirdi, zamanı kavradı… İnsanlık yönünü hep bilim ile devam ederek buldu, bulmaya da devam ediyor.
İşte TÜBİTAK’ın düzenlediği Gökyüzü Gözlem Etkinlikleri de insanlığın içinde binlerce yıldır olan yıldızlara bakma merakını perçinliyor ve yol gösteriyor. Bu sene ilki Diyarbakır Zerzevan Kalesi’nde gerçekleştirilen gözlem etkinliği durakları sırasıyla Van Gölü’nün kıyısı ve Erzurum’un 3 bin 170 rakımlı Karakaya Zirvesi olmuştu.
Etkinliklerin son göğe bakma durağı ise Antalya’ydı. TÜBİTAK’ın 22 yıl önce Antalya/ Saklıkent’te başlattığı serüven bugün bin 400 gökyüzüseveri bir araya getirdi. Toplamda 30 bin kişiye ev sahipliği yapan dört etkinlik boyunca pek çok yarışma ve atölyede yer alan çocukların neşesi gözle görülmeye değerdi.
Eşsiz bir deneyim
Dördüne de katılma imkânı bulan biri olarak kendi deneyimlerimi biraz paylaşmak istiyorum. Beni en çok etkileyen elbette tarihiyle günümüzde de önemini koruyan Zerzavan Kalesi’nde gerçekleştirilen gözlem etkinliğiydi; çünkü burası geçmişte de astronomi ile ilgilenen bilim insanlarının durağı olmuştu. Geçmişten bugüne uzanan bu yolun bir yolcusu olma ayrıcalığı oldukça heyecan vericiydi.
Van’da gölün kenarında tuzlu bir meltem eşliğinde yıldızlara bakmak, Erzurum dağının eteklerinde iyi bir gözlem yapma şansı ve bu durakların temelini oluşturan Antalya… Her biri ayrı ayrı eşsiz bir deneyim yaşattı katılımcılara. Bir de etkinlik alanlarında yapılan yarışmalardan kalem ve çanta kazandım, hedefimiz 15 soruyu çözüp termosu kapmak idi ama gökyüzü bilgim yalnızca 8 soruyu cevaplayabilmeme müsade etti. Diğer stantlarda da kadar birçok aktivite imkânı yer alıyordu ve istisnasız hepsinde bilim ile eğlence bir aradaydı.
Çocukların gözlerindeki heyecan ise çok şey anlatıyordu; bu coğrafyanın çocukları bilime yöneliyordu. Gündüzleri oyunlar oynayan geceleri gökyüzüne bakan minikler kadar ailelerinin belki ilk kez uzayla buluşan bakışlarını da görmek geleceğe dair ümit taşınmasına olanak tanıdı. Bir miniğin “Yıldızlara bakmayı seviyorum yalnız olmadığımı anlamamı sağlıyor” deyişi, bir diğerinin halkalarıyla meşhur olan Satürn’ü görünce attığı sevinç çığlıklarının ortasında yaşanan onlarla aynı göğü paylaşmak hem umut verici hem de öğretici oldu. Her sene olması planlanan bu etkinliğin daha çok şehre yayılıp, daha fazla katılımcıyı ağırlaması dileğini de sonsuz boşluğa göndermek gerekiyor…
‘Saklıkent’i özlemişiz’
İlk kez Bilim Teknik Dergisi tarafından 1998 yılında Saklıkent’te düzenlenen Gökyüzü Gözlem Etkinliği, bu yıl 18-21 Ağustos tarihlerinde Sanayi ve Teknoloji, Gençlik ve Spor, Kültür ve Turizm bakanlıkları himayelerinde TÜBİTAK koordinasyonunda gerçekleştirildi. İki yıldır orman yangınları nedeniyle ertelenen etkinliğe dair yaptığı açılış konuşmasında Sanayi ve Teknoloji Mustafa Varank, “Gördüğüm coşku ve heyecandan anlıyorum ki, hepimiz Saklıkent’te göğe bakmayı özlemişiz. Burası ülkemizdeki ilk gözlem etkinliğine ev sahipliği yapan çok özel bir yer” sözleriyle burada tutuşturulan bilim ve teknoloji meşalesini Anadolu’nun birçok şehrine yayıldığını vurguladı.