Faiz indirimi TL’de ek baskıya neden olabilir

Elif KARACA

Fransız bankacılık grubu Societe Generale’nin Global Başekonomisti Klaus Baader TCMB’nin geçen hafta aldığı faiz indirim kararının enflasyon görünümünü daha da bozup TL üzerinde ilave baskıya neden olabileceğini söyledi. DÜNYA’nın sorularını yanıtlayan Baader, döviz kurunun gün içinde yüzde 1’e yakın değer kaybettiğine dikkat çekerek, ABD Merkez Bankası (Fed), ECB ve diğer pek çok merkez bankasının yakın zamanda faiz oranlarını artırmaya devam etmesi beklendiğinden, Türk lirası ile diğer para birimleri arasındaki getiri farkının daha da daralacağını ve bu durumun TL üzerinde daha fazla aşağı yönlü baskı oluşturabileceğini ifade etti.

Avrupa’da yaşanacak bir resesyonun Türkiye üzerindeki olası etkisini de değerlendiren Baader, “Avrupa’da tüketim düşeceği için kuşkusuz oldukça olumsuz olacak” dedi. Baader, Türkiye ve Rusya arasında alınan ruble ile ticaret kararının Türkiye ekonomisine anlamlı bir etkisi olacağını düşünmediğini söyledi. Küresel ekonomideki son duruma ilişkin sorularımızı da yanıtlayan Baader, ABD’nin resesyonda olup olmadığı yönündeki tartışmaya ilişkin görüşlerini paylaştı.

■ Büyük merkez bankalarının resesyona neden olmadan enflasyonu düşürebileceklerini düşünüyor musunuz?

Evet, bunun mümkün olduğunu düşünüyorum, ancak büyük beceri ve biraz da şans gerektirecek. Şans gerektirecek derken ani, beklenmedik olumsuz dış şokların meydana gelmemesini kastediyorum. Ancak bu, ekonomide bazı üzücü sonuçların olmayacağı anlamına gelmiyor. İşsizliği mevcut seviyelerden yükseltmeden enflasyonu düşürmek zor hatta imkansız olacaktır. Yapılması gereken arz ve talebi daha iyi bir dengeye oturtmak.

■ ABD’deki mevcut durumun bir resesyon olup olmadığı konusunda yaygın bir tartışma var, bu konuda fikriniz nedir?

Benim görüşüm kesinlikle açık: ABD GSYİH’si üst üste iki çeyrekte daralmış olsa da – ki bu resesyonu teşhis etmekte başvurulan basit bir kuraldır – ABD’nin resesyonda olduğunu gösteren neredeyse hiçbir işaret yok. En önemlisi, ABD hala aylık yüzde 3 ile yüzde 4 arasında yıllık oranlarda istihdam yaratıyor. Bir resesyonun ileri aşamalarında bu olmaz.

■ Sizce ABD ve Avrupa’da enflasyon zirveyi gördü mü? Önümüzdeki dönem için yukarı yönlü riskler var mı ya da kademeli bir düşüş bekliyor musunuz?

Temel senaryoya göre enflasyonun Euro Bölgesi’nde (muhtemelen Eylül ayında) yakında zirveyi görmesi bekleniyor. ABD’de manşet enflasyon haziranda zaten zirveye ulaştı, ancak İngiltere’de zirvenin görülmesi muhtemelen yıl sonunu bulacak. Her iki tarafta da riskler var ve bu riskler esas olarak güçlü ücret ve birim işgücü maliyeti baskıları nedeniyle yukarı yönlü.

■ Son veriler Almanya ekonomisinin 2. çeyrekte yüzde 0 büyüdüğünü gösterdi. Avrupa’da resesyon riski görüyor musunuz?

Türkiye’nin en büyük ticaret ortakları olan Avrupa ülkelerindeki yavaşlamanın Türkiye ekonomisine etkisi ne olur? Evet, Almanya’nın son GSYH verisi konusunda haklısınız, ancak aynı zamanda 1Ç22’de çeyreklik bazda yüzde 0.8 (yıllık yüzde 3.2) büyüme kaydedildi. Euro bölgesi için temel senaryomuz resesyondan kaçınılması yönünde. Almanya ise ikinci yarıda veya 4Ç22/1Ç23’te teknik bir resesyona girebilir. Pek çok şey Rus gazının arzına bağlı. Kesilirse, durgunluk kaçınılmaz olacaktır. Tahminlerimiz İngiltere Merkez Bankası’nınkiler kadar olumsuz olmasa da, İngiltere 2022’nin son çeyreğinde ve 2023’ün başlarında neredeyse kesin olarak resesyona girecek. Avrupa’da yaşanacak bir resesyonun Türkiye üzerindeki etkisi, Avrupa’da tüketim düşeceği için kuşkusuz oldukça olumsuz olacaktır.

■ Gelişmiş ekonomiler yüzde 8-9’luk enflasyon için büyük bir kaygı içindeyken, Türkiye’de enflasyon yüzde 80’e yaklaştı. Ancak Türkiye’de klasik ekonomik reçeteler yerine düşük faiz oranlarıyla enflasyonu düşürmeye çalışan farklı bir politika uygulanıyor. Sizce bu politikanın başarı şansı var mı?

Türkiye’nin enflasyonu düşürmek için ne tür politikalar izlemesi uygun olacak? Döviz kurunda istikrar sağlayacak politikalar yardımcı olacaktır. Türk Lirası, 2021’in başından bu yana dolar karşısında yaklaşık yüzde 60 değer kaybetti ve bu, özellikle mevcut yüksek enerji fiyatları göz önüne alındığında, ithal enflasyona yol açıyor. Yüksek büyümeyle birlikte enflasyonu düşürmeye çalışmak bence oldukça sorunlu. Büyüme yoluyla enflasyonu düşürebilirsiniz, ancak bunun için ekonominin sadece arz tarafında büyüme olmalıdır. Enflasyon her zaman arzı aşan talebin bir işaretidir. Büyümeyi yalnızca arz tarafında artırmanız gerekiyor, ancak bunu yapmak çok zor. Çünkü arz tarafını inşa ederken, elbette o arz tarafını inşa edenlere de gelir yaratacaksınız, bu nedenle işe yaraması pek olası değil.

■ Küresel faktörler dikkate alındığında Türkiye’ye ilişkin yıl sonu enflasyon tahmininiz hangi düzeyde?

Türkiye ile diğer gelişmiş ekonomiler arasında yüzde 70’den fazla enflasyon farkı varken nominal döviz kurunda bir değer kaybı olmaması reel döviz kurunun büyük bir değer kazanması anlamına gelir. Bu durumun Türkiye’nin rekabet gücünü ciddi şekilde baltalayacağı açıktır. Enflasyonun küresel görünümüne ilişkin olarak, son zamanlarda bazı olumlu gelişmeler de olmuştur. Küresel petrol fiyatları önemli ölçüde düştü. Ayrıca FAO gıda fiyat endeksine ilişkin oldukça iyi haberler aldık. Ancak öte yandan, doğal gazın fiyatı artmaya devam ediyor. Şimdi Türkiye bundan ne kadar etkileniyor bilmiyorum ama önemli bir rol oynadığı kesin. Bu, Rusya’nın politikasıyla çok bağlantılı ve Rusya’nın politikasının ne olduğunu tahmin etmek zor.

■ TCMB geçen hafta sürpriz bir şekilde politika faizini 100 baz puan indirdi. Bu hamlenin ne gibi etkileri olacağını düşünüyorsunuz, sizce enflasyon görünümünü daha da bozup TL üzerinde ilave baskıya neden olur mu?

Tek kelimeyle: Evet. Döviz kuru gün içinde yüzde 1’e yakın değer kaybetti. ABD Merkez Bankası, ECB ve diğer pek çok merkez bankasının yakın zamanda faiz oranlarını daha da artırması beklendiğinden, Türk lirası ile diğer para birimleri arasındaki getiri farkı daha da daralacaktır. Bu durum TL üzerinde daha fazla aşağı yönlü baskı oluşturabilir.

Ruble ile ticaretin Türkiye ekonomisine anlamlı bir katkısı olmaz

■ Türkiye ve Rusya arasında ruble ile ticaretin Türkiye ekonomisine anlamlı bir katkısı olacağını düşünüyor musunuz?

Türkiye ekonomisine anlamlı bir katkısı olacağını düşünmüyorum. Ancak ruble olarak ödemeyi reddetseydi bunun Türkiye üzerinde olumsuz etkileri olabilirdi. Diğer ekonomilerde görüldüğü gibi, ruble olarak ödemeyi reddetmek, Rusya’dan gelen doğalgaz teslimatlarında keskin düşüşlere ve hatta tamamen kapanmalara neden oldu. Bu, büyüme üzerinde oldukça olumsuz bir şok yaratacak ve enflasyonu yukarı itecekti. Bir bakıma felaketin önüne geçilmiş oldu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir