Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kabine Toplantısı’nın ardından kameralar karşısına geçerek açıklamalarda bulunuyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından satırbaşları;
Anadolu’daki sarsılmaz kalemiz Ahlat’ı tarihi önemine yakışır bir şekilde yeniden ihya ediyoruz. Bu amaçla 25 Ağustos’ta Ahlat’ta çeşitli programlara katıldı. Malazgirt Zaferi’nin yıldönümünü, Sultan Alparslan ve ordusunun Cuma namazı kıldığı yerde bir kez daha coşkuyla kutladık.
Büyük Taarruz’un başladığı ve zafere ulaştığı Kütahya ve Afyonkarahisar’da vatandaşlarımızla kucaklaştık. Ordumuzun baş komutanı Mustafa Kemal Atatürk ve milli mücadele kahramanlarımızı bizzat yerinde yad ettik. 30 Ağustos Zafer Bayramı’nda Ankara’da bir dizi program gerçekleştirdik. Milli mücadele kahramanımızın yakınlarıyla bir araya geldik. Aynı gün Milli Savunma Üniversitemizin diploma ve sancak devir teslim törenlerinde ordumuzun saflarına yeni katılan teğmenlerimizin heyecanına ortak olduk.
“YUNANİSTAN DENGİMİZ OLMADIĞI İÇİN MUHATABIMIZ DEĞİL”
Ülkemize yönelik tacizleri artıran Yunanistan ne siyasi ne ekonomik ne askeri bakımdan dengimiz olmadığı için muhatabımız da değildir.
Her yıl olduğu gibi 1 Eylül’de adli açılış törenimizi gerçekleştirdik. Geçmişten bugüne adalet arayışımızı, gelecekte hayata geçirmeye planladığımız yenilikleri yargı mensuplarıyla paylaştık. Samsun’da 5. düzenlenen TEKNOFEST’te gençlerimizle bir araya geldik. Bir dünya markası haline dönüşün TEKNOFEST’te gençlerimizin bilgi, kabiliyet, azmine her şahit oluşumuzda geleceğimize güvenimiz artıyor.
“YARIN BALKAN GEZİSİNE ÇIKIYORUZ”
Yarın Bosna-Hersek, Sırbistan ve Hırvatistan’ı kapsayan Balkan gezisine çıkıyoruz. Türkiye olarak üzerimize düşen görevleri yerine getirmeyi sürdürüyoruz. Önümüzdeki hafta Özbekistan’da Şangay 5’lisinin toplantısına iştirak ediyoruz. Bir sonraki hafta da BM Genel Kurulu’na katılarak dünya ve bölge gündemine dair görüşlerimizi gündeme getireceğiz.
Türkiye güçlü olmak, gücünü sürekli artırmak mecburiyetindedir. Aksi takdirde ülkemizi çevremizde sayısız örneğini gördüğümüz felaketlere sürüklemek isteyenlere fırsat vermiş oluruz.
“”HEM OECD HEM DE G-20’DE EN YÜKSEK BÜYÜME KAYDEDEN 2. ÜLKEYİZ”
Geçtiğimiz hafta açıklanan 2022 ikinci çeyrek büyüme rakamları Türk ekonomisinin yükselişine devam ettiğini göstermiştir. Bu tablo yatırım, istihdam, ihracat ve cari fazlayla büyüme esasına dayanan programımıza uygun şekilde yolumuza devam ettiğimizin işaretidir.
Her ne kadar salgın döneminde birileri bizi bu politikadan dolayı eleştirmiş olsa da ne kadar doğru karar verdiğimizi onlar dahi inkar edemiyor. Bizim mandacı iktisatçılar dediğimiz kesim bile artık eski görüşlerinde ısrar edemiyor. Sürekli bardağın boş tarafını göstererek olsa da farklı şeyler söylüyor. Bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 7,5 olan oran ikinci çeyrekte yüzde 7,6 olarak gerçekleşmiştir. Hem OECD hem de G-20 içinde en yüksek büyüme kaydeden ikinci ülke konumundayız.
“ENERJİ KRİZİ, TÜRKİYE’Yİ DAHA ÖNEMLİ HALE GETİRİYOR”
Dengeli büyümemizin içindeki makine teçhizat yatırımı harcamanın ortalamanın neredeyse iki kat olması gelecekte daha ileri seviyelere ulaşma umudumuzu güçlendiriyor. Kış mevsiminin yaklaşmasıyla Avrupa merkezli olarak başlayan, küresel etkilere sahip enerji krizinin derinleşme kaygısı Türkiye’nin üretim ve ihracat potansiyelini daha da önemli hale getiriyor. Turizmde de hamdolsun hedeflerin üzerinde bir gerçekleşeme doğru gidiyoruz. Ülkemizin her yerinde otellerde, uçaklarda, turizm tesislerinde boş yer bulmanın neredeyse imkansız olduğu sezon geçiriyoruz.
Yılın ilk 6 ayındaki cari işlemler dengemiz enerji hariç bakıldığında 8.1 milyar dolar fazla vermiştir. Enerji dahil cari fazla vermek için çalışmalarımızı artan bir şekilde sürdürüyoruz. Ülkemizin enerji ihtiyacını yerli, milli, sürdürülebilir kaynaklardan teminine yönelik çok sayıda projeyi hayata geçiriyoruz. Yeni programımızı istihdam merkezli oluşturduğumuzu her fırsatta vurguluyoruz. Son 2 yılda net 5 milyon artışla tarihimizin en yüksek rakamı olan 31 milyon sınırına dayanmış olması bu alandaki hedefe ulaştığımızın ispatıdır.
Vatandaşlarımıza yaptığımız kendi paramız TL’ye güvenme ve sahip çıkma çağrımız hamdolsun önemli karşılık bulmuştur. Kur korumalı mevduata gösterilen ilgi sayesinde 239 milyar dolar seviyesine uzanan geçtiğimiz ay sonu 212 milyar dolara kadar gerilemiştir.
“ENFLASYON YILBAŞINDAN İTİBAREN DÜŞECEK”
Bu fotoğraf içinde enflasyon hala en ciddi sorunumuz olmayı sürdürüyor. Dünyanın her ülkesi kendi ekonomik gerçekliğine göre son 40-50 yılda eşi benzeri görülmemiş enflasyon tehdidi ile mücadele ediyor. Türkiye olarak inşallah yılbaşından sonra ülkemizdeki enflasyonun hızlı bir şekilde inişine şahitlik edeceğiz. Önce 40’lı ardından 30’lu yıl sonuna kadar da 20’li rakamlarla çıkmayı planlıyoruz.
Asgari ücretten emekli ve memur maaşlarını yükseltmeye, sosyal yardım programlarını yeni bir anlayışla ele alarak pek çok tedbiri adım adım hayata geçireceğiz. Dünkü Resmi Gazete’de yayınlanan orta vadeli program bu mücadelenin yol haritasıdır.
Tüm bakanlıklarımızın, kurumlarımızın katılımıyla hazırlanan orta vadeli program 2023-2025 yılları arasındaki çalışmalarımızın rehberi olacaktır. Ülkemizin kalkınma potansiyeli, istihdamı artıran, ihracat temelli büyümeyi hedef alan strateji uygulayacağız. Hizmet gelirlerindeki artışın düzenli şekilde sürmesini bekliyoruz.
İhracatımızı ülke ve ürün çeşitliliğiyle sürdüreceğiz. Enerji dahil her alanda ülkemizin imkanlarını harekete geçirecek projelere öncelik vereceğiz. Finansal ve fiyat istikrarını hedeflediğimiz seviyeye getirmek istiyoruz. Gençlerimiz ve kadınlarımız başta olmak üzere çalışmak isteyen herkese istihdam sağlayacağız. Bütçe disiplininden taviz vermeyeceğiz.
Kamu açıklarını azaltma, bütçe dengelerini güçlendirme yönünde sürekli tahkim edeceğiz. Yeşil dönüşümün gerçekleştirilmesi de orta vadeli programın önemli unsurları arasındadır. Program sonunda milli gelirimizi 1 trilyonun üzerine çıkarmayı hedefliyoruz.
Her şeye rağmen satın alma paritesi itibarıyla ülkemizin dünya milli gelir sıralamasında 11’inciliğe yükselmesini önemli başarı olarak görüyoruz. Toplam milli gelir sıralamasında dünyada ilk 10’a gireceğimizin çok uzak olmadığına yürekten inandığımı söylemek isterim.
Yeni girişimcilerimizin önünü açmak, cesaretlerini artırmak için pekçok farklı program uyguluyoruz. Bu girişimler arasında enerji arz güvenliğimize katkıda bulunacak projeleri daha güçlü destekleyeceğiz. Teknoloji odaklı sanayi hamlesiyle ürünleri geliştiren projeleri özel olarak teşvik edeceğiz.
Afetlere hazır, enerji verimliliği yüksek, kültürel değerlerimizi koruyan, yatay mimariyi esas alan kentsel dönüşüm programlarımızın arasındadır.
Ayrıntılar geliyor…