Beşiktaş’ın Muhteşem Kupa finalinde Galatasaray’a 5 gol atması tüm topluluk üzerinde bir illüzyon yarattı. Öncelikle idare ve teknik heyet Beşiktaş’ın eksik mevkilerine gerekli destekleri yapamadılar. Galatasaray ise Beşiktaş’ın tersine, eksiklerini görerek, süratle tepki gösterdi ve çok güçlü transferler yaptılar.
Önceki idareden kalan, düşük performanslı oyunculardan kurtulmak elbette bir meseleydi lakin yedi adet orta saha oyuncusu varken ısrarla Cher N’dour ve Joao Mario’yu almak yanılgıydı. Bu oyuncular yerine sol açık, sol bek ve/veya sağ açık alınsa daha verimli bir takım oluşturulurdu. Gerçekten, bu maçta yenilen gollerde, sağ ve sol beklerimizin ve orta alandaki oyuncuların yetersiz performanslarının hissesi büyüktü.
Van Bronckhorst’un takım tercihleri hakkında yorum yapmak istemiyorum.
Her hoca başında bir oyun şalonu oluşturur ve o şablona en uygun olduğunu düşündüğü oyuncuları alana sürer. Lakin Van Bronckhorst, birinci yarıda birtakım futbolcuların başındaki şablona uymadığını görmesi ve ikinci yarıya hem şablon değişikliği hem de oyuncu değişikliği yaparak başlaması gerekirdi. Van Bronckhorst ise, oyuncu değişikliklerini maç 3-0 olduktan sonra 65.dakikada yaptı.
Yenilen gollerin tahliline girmeyeceğim lakin birinci golde Svensson ve Onana, ikinci golde ise Al-Musrati ve Sevensson’un yanlış konum ve atılımları bu ekibin eksiklerini ortaya koydu.
Rafa Silva’nın ise sol açık olarak oynatılması büyük yanılgıydı. Çünkü Ajax grubu, son derece süratli ve organize biçimde ileri çıkabilen bir kadro. Bu türlü kadrolar karşısında topa hâkim olacak, topu ayağında tutup, oyunu rahatlatacak oyunculara gereksinim var. Bunu yapacak oyuncular ise Rafa Silva ve Semih idi. Semih birinci yarı oyunda yoktu, Rafa Silva ise sağ kanattaydı.
Hocanın aklı Kayserispor maçında mıydı?
Böyle değerli bir maça, şayet Immobile sakat değilse, birinci on birde olamaması çok şaşırtan. Mustafa çok gelecek vaat eden bir oyuncu ancak şimdi gereğince deneyimli değil. Immobile’nin yedeği olarak mühlet almalı ve pişmeli. Bu ortada kıskanarak yazıyorum; Galatasaray’da Icardi’nin yedekleri ise Osimhen ve Batshuai.
Hocanın birinci on teğe Immobile’yi almamasını, ikinci yarıda Rafa Silva’yı oyundan almasını, hedeflerinin Türkiye ligi ile sonlu olduğu izlenimini yaratıyor.
Beşiktaş’ın mevcut takımı hem Avrupa hem Türkiye ligi ve bir de üstüne Türkiye Kupası maçlarını kaldırabilecek zenginlikte değil. Nereden baksanız bu dönem yetmişe yakın maç oynanacak. Bu maratonda sakatlıklar, yorgunluklar, performans düşüklükleri olacak. Beşiktaş’ın şampiyonluğa oynayabilmesi için, devre ortasına kadar az kayıpla gelip, devre ortasında, birer sağ bek ve sol bek, sağ açık, sol açık ve bir santrafor alması gerekiyor. Bir de Muçi satılmamalı. Çünkü Rafa’nın da Muçi’den diğer yedeği yok.
Umutsuzluğa kapılmayalım
Ajax’ın direkten dönen iki topu var. En az 3 net golünü de Mert önledi. Sonuç daha farklı da olabilirdi. Bu sonuca bakıp, enseyi karartmamak gerekir. Bazen bu türlü ağır mağlubiyetler, oyuncular ve teknik heyet için can suyu olabilir; 2016 yılında Dinamo Kiev’den 6 gol yiyen Beşiktaş o ve sonraki dönem şampiyon olmuştu.
Her ekip kesinlikle bir düşüş süreci yaşar. Beşiktaş’ın rakipleri de bir düşüş yaşayacaklar. Beşiktaş’ın bunu ligin başında yaşıyor olmasını bir avantaja çevirmek mümkün. Kıymetli olan, rakiplerin düşüş sürecine girdiğinde güçlü olmak.
Hayırlısı olsun diyelim…
Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar külliyen müelliflerinin özgün niyetleridir ve Onedio’nun editöryal siyasetini yansıtmayabilir. ©Onedio