Geçen sene faiz indirimleri ile başlayan ve TL’nin keskin kıymet kaybı sonrası 24 yılın doruğuna ulaşan enflasyon ortamında yatırımcılar için borsa, tasarrufları korumak ismine alternatifsiz bir alan haline geldi.
Yeni iktisat modeli sonrası TL’deki çöküş ve yabancı yatırımcının çıkışına paralel endeksteki satışlarla epey ucuz hale gelen şirket payları tıpkı vakitte bir alım fırsatı doğururken, yüzde 400’leri aşan kârlarla cazip hale gelen banka payları temmuz ortasından bu yana aralıksız yükseldi.
Yabancı yatırımcının Borsa İstanbul’da 2020 başında yüzde 63 olan hissesi bu tarihten sonra neredeyse aralıksız düşüş kaydederek temmuz ayında yüzde 33’ün altına indi. Yabancı yatırımcının hissesi ağustos ortasında düşüşünü durdurarak sonlu artıya geçti ve 25 Ağustos prestijiyle yüzde 35’i aştı.
Borsa İstanbul, 14 Temmuz’dan 12 Eylül’deki kapanış doruğuna kadar yüzde 53.7, dolar cinsi ise yüzde 46.85 yükselirken, bankacılık endeksi ise birebir devirde TL cinsi yüzde 151.2, dolar cinsi yüzde 140 yükseldi.
Ancak yükselişin yalnızca görünen nedenlerden kaynaklanmadığını ve “histerik bir yükseliş” olduğunu belirten analistler, bankacılık endeksindeki yükselişte vadeli piyasada alınan yüksek kaldıraçlı durumların da tesirli olduğunu belirtiyor.
Nedgroup Investments gelişmekte olan piyasalar fon yöneticisi Oliver Adcock, yatırımcıların yüksek enflasyon riskinden korunmak için, daha fazla kaldıraca müsaade verilen vadeli piyasalarda süreç yaptığını söyledi ve “(Bu hareket) muhtemelen bir düzeltmenin habercisi” dedi.
VİOP’TA YÜKSEK KALDIRAÇLI İŞLEMLER
Hisseler 12 Eylül’de tepeyi gördükten sonra keskin biçimde gerilerken, analistler teminat tamamlama yükümlülüğünden ötürü bu satışların artarak devam ettiğini belirttiler.
Vadeli piyasada alınan yüksek kaldıraçlı konumlar nedeniyle bir müddettir üst gelen banka payları, rastgele bir düşüşte ise teminat tamamlama yükümlülüğünden ötürü sert satış yiyor.
Banka payları 12 Eylül’den bu yana yüzde 24’ün üzerinde düşüş kaydederken, endeks bugün de yüzde 5’in üzerinde düşüş kaydetti.
“Piyasaların en kıymetli kurallarından biri, sert yükselişlerin sert geri dönüşleri olmasıdır” diyen Marbaş Yatırım Genel Müdür Yardımcısı Soner Kuru, ABD enflasyon sayılarının tetiklediği satış dalgasının bir müddettir yurt dışından müspet ayrışan Borsa İstanbul’da da bankalar öncülüğünde devam ettiğini belirterek, “Önümüzdeki birkaç gün bu konumların tasfiyesi kademesinde piyasada volatilitenin devam etmesini bekliyoruz… Geri çekilmeleri alış fırsatı olarak değerlendirmeye devam ediyoruz” dedi.
Bankacılık endeksinde ve borsada yükselişi destekleyen gelişmeler olduğunu, fakat çok sert iniş ve çıkışları destekleyen bir gelişme olmadığını kaydeden Cet Yatırım Araştırmadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Cemal Demirtaş da, dünyanın her yerinde enflasyonist ortamda pay senedi piyasına girişlerin olduğunu belirterek şunları söyledi:
“Enflasyonist ortam pay senedi piyasasını destekliyor… Önümüzde seçim var, kurda büyük hareketler yok, dış siyasette istikrarlı ilerlemeler var. Yani bu türlü bakıldığında uzun müddettir borsada devam eden yükseliş temelsiz diyemem. Fakat çok sert iniş ve çıkışları mantıklı değil”
TVF: “BANKA PAYLARINDA RASTGELE BİR SÜREÇ YAPILMADI”
Vadeli piyasalarda yapılan süreçleri yüklü olarak kimi şirketler gerçekleştirdiğini tabir eden bir bankacılık analisti, “Ancak şirketin kimin ismine süreçler gerçekleştirdiğini tabi ki bilemeyiz. Lakin çok açık görülüyor ki kimi aracı kurumlar bi süreçlere öncülük ediyor” dedi.
Öte yandan medyada bankacılık endeksindeki yükselişin arkasında Türkiye Varlık Fonu’nun (TFV) yer aldığı tarafında argümanlarda bulunan haberler de son periyotta yer aldı.
Reuters’ın hususla ilgili sorusu üzerine TVF ise açıklamasında, istekli olarak benimsedikleri Santiago Prensipleri ile uyumlu çalıştıklarını ve bu prensipler uyarınca kamuoyunu bilgilendirme, şeffaflık ve uygun yönetişim prensiplerini dikkate aldıklarını belirterek, “Bu kapsamda yaptığımız süreçleri kamuoyu ile paylaşmaktayız. Borsa İstanbul’da da banka paylarıyla ilgili rastgele bir süreç yapılmamıştır” denildi.