Çiçeği burnunda Kral neden bu kadar tuhaf davranıyor? | 5 SORU 5 YANIT

İngiltere Kraliçesi 2.Elizabeth’in dün hayata gözlerini yummasıyla, dört çocuğundan en büyüğü Prens Charles, geçtiğimiz günlerde St. James Sarayı’nda düzenlenen törende Kral 3. Charles ismiyle resmen tahta çıktı.  

73 yaşında tahta çıkan ve çok uzun bir süredir tahta çıkmak için gün sayan 3. Charles, İngiltere’de iktidara gelen en yaşlı “Monark” sıfatını da elde etti. Yeni Kral, hayatı boyunca bugün için hazırlanmıştı.

Son günlerde saray çalışanlarına yönelik sinirli halleriyle dikkatleri üzerine çeken Kral 3. Charles, Buckingham Sarayı’na taşınacağı için Londra’daki resmi konutunu kapatacağını ve 100’e yakın çalışanını işten çıkaracağını duyurdu.

3. Charles’ın son günlerdeki davranışlarına anlam veremeyenler, yas döneminin ardından Kral’ın hükümdarlığı döneminde yapacaklarından endişe duyuyor. Peki yeni Kral, nasıl bir hükümdar olacak?

Fotoğraflar: AP

‘CHARLES EN İYİ HAZIRLANMIŞ KRAL’

Kral 3. Charles, belki de tarihteki en uzun hükümdarlık stajı yapan kişi olarak kayıtlara geçirilebilir. Annesinin gölgesi altında kalan ve tahta çıkacağı zamanın belirsizliğini her daim yaşayan bir varisti.

Bir numaralı hükümdar adayı olması nedeniyle hayatı boyunca medya markajında yaşamaya alışan 3. Charles, gazetecilerle yaşadığı sorunlarla, skandal yaratan çıkışlarıyla her zaman kendisinden söz ettirmişti. Fakat geçtiğimiz hafta sonu resmen Kral ilan edildiği törende, kendisinde ilham veren örnekleri takip eden, sorumluluk sahibi bir hükümdar olacağını ilan etti.

Robert Hardman son kitabı Queen of Our Times kitabında, “Bence Prens Charles bu ülkenin sahip olduğu en iyi hazırlanmış Kral olacak. Ne de olsa herkesten daha uzun süre tahtın varisi olarak bekledi. Tahta 70’li yaşlarında çıkması biraz tuhaf gelebilir ama gerçek şu ki, buna uzun zamandır hazırlanıyor.”

Peki, gerçekten öyle mi? Bu hazırlık sürecinde yaşadıkları ve yas dönemindeki tepkileri Kral 3. Charles’ın kişiliğini özetliyor olabilir mi? Yoksa bunlar yas döneminin geçici etkileri mi?

Şüphesiz uzun zamandır taht koltuğuna oturmayı bekleyen 3. Charles’ın hiçbir dönem medya ile yıldızı barışmamıştı. 2005 yılında oğullarıyla gittiği bir kayak tatilinde, Camilla’yla evlilik planlarını soran BBC muhabiri Nicholas Witchell’e hitaben, “Lanet olsun hepinize. Katlanamıyorum bu adama. Çok berbat bir insan, gerçekten” şeklindeki çıkışı medyanın tepkisini üzerine toplamıştı.

Ayrıca 2014 yılında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’i Adolf Hitler’e benzettiğinde uluslararası bir krizin yaşanmasına da yol açmıştı. Bu ve benzer sebeplerden ötürü 3. Charles, medya tarafından her an “dengesiz” çıkışlarda bulunacak bir hükümdar olarak görülüyor.

1) BEDEN DİLİ NEYİ ANLATIYOR?

Kral 3. Charles, Kraliyet Ailesi tarafından aşırı kontrollü bir ortamda büyüdü. Tahtın bir numaralı varisi olması ise onun üzerine fazlasıyla düşülmesine ve her dönem koruma altında güvenli bir hayat sürmesine yol açtı.

Hal böyle olunca, hırsla ve özlemle hükümdarlık koltuğuna oturmak için gün sayan Kral 3. Charles’ın davranışları kamuoyu tarafından tepkiyle karşılandı. İngiliz basını ise bunun sadece başlangıç olduğunu savunuyor.

Ünlü İngiliz yazar ve TV sunucusu Jeremy Paxman, 2006 tarihli On Royalty kitabında, Charles’ın sabah kahvaltılarında haşlanmış yumurta istediği ve yumurtanın tam olarak tatmin edici sertliğe sahip olup olmadığından hiçbir zaman tam olarak emin olmadığı için yedi yumurta hazırlanması talimatı verdiğini yazmıştı. 

İSTEĞİ YERİNE GETİRİLMEYİNCE HIRÇINLAŞIYOR!

3. Charles’ın hafta başında St. James Sarayı’nda düzenlenen tahtı devralma törenindeki tavırlarının ise isteği yerine getirilmeyen bir Kralın davranışlarının özeti olduğu ve bu nedenle ufak bir meseleden dahi çok öfkelenebileceği ileri sürüldü.

Öte yandan Kuzey İrlanda’daki Hillsborough Kalesi’nde bir ziyaretçi defterini imzalayan 3. Charles, önce tarihi yanlış attı ardından ise elindeki dolma kalemin mürekkep akıtmasıyla birlikte öfkesini gizleyemedi ve “Bu kahrolası şeye tahammül edemiyorum” diyerek odadan ayrıldı.

2) HALK NASIL BAKIYOR?

İngiliz kamuoyunun büyük çoğunluğu beklenmeyen ve skandal yaratan çıkışlarına rağmen Kral 3. Charles ile ilgili genel olarak olumlu duygular besliyor. Hükümdarlık koltuğuna yeni oturan birinin tereddütleri ve endişelerinin yanı sıra, annesini kaybeden bir oğlun yaşadığı karmaşık duygular nedeniyle tuhaf çıkışlarını mazur gören büyük bir kesim de var.

Tarihçi Simon Schama ise “Herkes onun nasıl bir yol izleyeceği konusunda tartışıyor. Bazı kestirilemeyen hareketlerinin olacağını söyleyenler de var. Çünkü sıcak ve sempatik bir hükümdar gördüler. Charles’ın ise sempatiklikle başı dertte” ifadelerini kullandı.

Schama, “Kraliçenin insanları etrafına toplaması onlarla yakın ilişki kurmasının bir yoluydu. Bugün baktığımızda bence Charles da annesinden bir şeyler öğrenmiş gibi görünüyor. Londra’ya döndüğünde ilk iş aradaki mesafeyi ortadan kaldırdı ve halk tarafından iyi karşılandı” saptamasında bulundu.

3. Charles hiç şüphesiz annesinden daha açık sözlü ve monarşinin katı kurallarına uymayı reddeden bir figür olarak görülüyordu. Krallığı döneminde geleneğin dışına çıkarak özgün bir hükümdar figürü çizme eğilimindeydi.

Kraliçe’ye veda konuşmasında ise sevgili annesine Monarşiye yaşamının geri kalanında hizmet edeceği sözünü verdi ve onun savunduğu değerlere sarsılmaz bir bağlılıkla hizmet edeceğine dair yemin etti.

Peki ama 3. Charles gerçekten geleneklerin mi yoksa monarşinin yeni yüzü olarak kendi değerlerinin mi savunucusu olacak?

3) SİYASİ KONULARDA NASIL TUTUM ALACAK?

Times dergisinin Haziran ayında yayımladığı makalede, 3. Charles’ın hükümetin göçmenleri Ruanda’ya sınır dışı etme politikası konusunda yorum yapmaktan özellikle geri durduğu ileri sürdü.

3. Charles tarafından yapılan resmi açıklamada ise “Galler Prensi, özel görüşmeler hakkında siyasi olarak tarafsız kaldığını hatırlatmak dışında yorum yapmayacağız” ifadesi kullanılmıştı. Dolayısıyla Charles, kaidelerin dışına çıkmak şöyle dursun monarşinin tüm kurallarıyla uyum içindeydi.

2018 yılında ise 70 yaşına giren Charles, Kral olana kadar sesini çıkartmayacağını, herhangi bir açıklama yapmayacağını hissettirmişti. Bir taraftan katı kurallarına uymayı reddediyor; diğer taraftan geleneklerin gerekliliklerine riayet ediyordu.

Bu yönüyle, Kraliçe 2. Elizabeth’ten büyük dersler aldığı ortaya çıkıyordu. 3. Charles, yeri geldiğinde Kraliçe’nin siyasal gündemler karşısındaki sessizliğini kendisine rehber edinmişti.

4) CHARLES’İN EN TUHAF ALIŞKANLIKLARI NE?

Halkın desteğini arkasına alsa da medya için aynısını söylemek zor. Kral’ın tuhaf alışkanlıkları sıklıkla gündeme geliyor. Bunlardan biri de seyahatlerde klozet kapağını ve tuvalet kağıdını beraberinde götürmesi.

İddianın sahibi Prenses Diana döneminde Prens Charles’ın emrinde olan Paul Burrell ismindeki bir uşak.

O günleri anlatan Burrell, “Prens’in her sabah sabahlıkları ve giyeceği pijamalar ütülenirdi. Ayakkabılarının bağcıkları da ütülememiz gerekiyordu. Banyo tıpasının belli bir konumda olması ve su sıcaklığının bize söylenen sıcaklığa ayarlanması gerekirdi…” ifadesini kullanıyor.

‘CHARLES KENDİSİNE ÇOK İYİ BAKIYOR’

3. Charles bununla da sınırlı kalmıyor, yardımcılarından diş fırçasına belirli ölçekte diş macunu sıkmasını istediği iddia ediliyor. Tüm bu tuhaflıklarına karşın Prens’in kendisine çok iyi baktığı, formuna dikkat ettiği yine saray çalışanlarının iddialarında yer alıyor.

Kral’ın çok sağlıklı yemekler yediğini söyleyen Şef Graham Newbould, “Ev yapımı ekmek, bir kase dolusu taze meyve ve taze sıkılmış meyve sularıyla kahvaltısını yapıyordu” ifadesini kullanıyor.

Şef Newbould ayrıca 3. Charles’ın dünyanın neresine giderse gitsin kahvaltı çantasını yanında taşıdığını iddia ediyor. Çantanın içinde de yok yok! Altı çeşit bal, özel müsli, kuru meyveler ve şef tarafından hazırlanan özel kahvaltılıklar bu çantada yer alıyor.

5) NEDEN İNSANLARI KOVMAYA BAŞLADI?

3. Charles, Buckingham Sarayı’na taşındıktan sonra daha önce ikamet ettiği kraliyet ikametgahı Clarence House’daki 100’e yakın kraliyet çalışanını işten çıkaracağını duyurdu.

Charles’ın bu hamlesinin halkın oyunu almak için olduğu düşünülüyor. Öyle ki, İngiliz halkı Kraliyet ailesinin devlet bütçesinden karşılanan harcamalarından her dönem şikâyet ediyordu. Eleştiri dozunu kaçırmaktan çekinen günlük gazeteler ise temkinli bir dil kullanarak kraliyetin halka çok pahalıya mal olduğunu ifade ediyordu.

Kraliçe hayatını kaybetmeden önce yayımlanan 2021-2022 mali yılı kayıtlarında, İngiliz Kraliyet Ailesinin yılda 102,4 milyon sterlin (124,3 milyon dolar) harcadığı ortaya çıktı. Bu da yüzde 17’lik bir artış anlamına geliyor. Kraliyet harcamalarının çoğu – yani yaklaşık 14,6 milyon sterlin – Egemen Hibe Rezervi’nden geldi. Bunlar, monarşinin gerekli olana kadar hükümetin bankacılık hizmetine yatırdığı fonlar olarak biliniyor.

Dolayısıyla, Kral 3. Charles’ın bu hamlesinin oldukça akıllıca planlanmış bir manevra olduğu belirtiliyor. Kral bu manevrayla birlikte halka önümüzdeki süreçte kontrollü bir finansal model belirleyeceğinin sinyalini vermiş oldu.

Fakat onlarca yıldır Prens Charles’ın emrinde gece gündüz çalışanlar, çiçeği burnunda Kralın kendilerini kovması karşısında ne yapacaklarını şaşırdı. Çoğu çalışan Kralla birlikte Buckingham Sarayı’nda yeniden görevlendirileceklerini düşünüyordu.

‘KALPSİZLİK!’

Kamu ve Ticari Hizmetler Birliği (PCS) sendikası ise yaptığı açıklamada, yas döneminde olan İngiltere’de böyle bir kararın neden bu kadar aceleye getirildiğini sorguladı. Sendikanın yaptığı açıklamada, “Verilen bu karar kalpsizlikten başka bir şey değil” vurgusu da oldukça dikkat çekiciydi.

Kamu ve Ticari Hizmetler Birliği genel sekreteri Mark Serwotka şunları söyledi:

“Kraliyet ailesindeki roller değiştikçe ikametgahlarda yaşanan bazı değişikliklerin olması olağandır. Fakat son yaşananlar göz önüne alındığında değişimin ölçeği ve zamanı kararın ne kadar duygusuzca verildiğini gösteriyor.”

Şüphesiz Kral 3. Charles ile yeni bir dönem açılıyor. Bu dönemin nasıl şekilleneceği ve Kralın kendisine nasıl bir yol seçeceği zaman içinde belli olacak.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir