Yener KARADENİZ
Inditex ve H&M gibi fast fashion devlerinin tüm dünyayı etkisi altına alan enerji krizine rağmen sürdürülebilirlik kapsamında tedarikçilerinden istediği şartları esnetmemesi, Türk sanayicisini zora soktu. Son bir yılda yüzde 400’ü aşan doğalgaz ve elektrik zamları nedeni ile kömür kullanmak zorunda kalan birçok tekstil terbiye firması, sürdürülebilirlik kriterlerine uymadığı için söz konusu markaların tedarik ağından ya çıkarıldı ya da zarar ettiği gerekçesi ile kendi çıktı. Türkiye Tekstil ve Terbiye Sanayicileri Derneği (TTTSD) Başkanı Vehbi Canpolat, Yeşil Mutabakat ve Paris İklim Anlaşması gibi sürdürülebilirlik taahhütlerinin merkezi olan AB’de bile kömür kullanımının esnetildiğini belirterek söz konusu markaların bu konuda Türkiye’ye esneklik tanımamasının kendilerini zorladığını ve var olan talebin de rakip ülkelere yöneldiğini söyledi. İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği de (İTHİB) söz konusu şartların esnetilmemesi üzerine alıcı gruplar ile görüşmek için harekete geçti.
Enerjinin payı yüzde 50’ye çıktı
Aslında Türkiye tekstil ve hazır giyim sektörleri, 2023 itibari ile 3 yıllık geçiş dönemine girilecek olan Yeşil Mutabakat başta olmak üzere diğer sürdürülebilirlik taahhütlerine de en hazırlıklı sektörler arasında yer alıyor. Sektör var olan işletmelerde hızla yenilenebilir enerjiye geçerken yeni kurulan tesisler belirlenen standartlara uygun şekilde inşa ediliyor. Ancak kur da yaşanan hareketliliğin de etkisi ile Türkiye’de çok daha hızlı bir şekilde artan maliyetler, enerji yoğun sektörlerde söz konusu adımların sekteye uğramasına yol açıyor. Bu sektörlerin başında da enerjinin maliyetleri içindeki payı son zam ile birlikte yüzde 40’tan yüzde 50’ye çıkan tekstil terbiye sektörü geliyor.
Terbiyeciler tedarik ağından çıkıyor
TTTSD Başkanı Vehbi Canpolat, sektörde buharın ya doğalgaz ya da kömür ile elde edildiğini belirterek, “Geçen yıldan bu yana yaşanan enerji zamları, sektörün önemli bir kısmını doğalgaza göre yüzde 40 daha uygun olan yerli kömür kullanımına yönetti. Sadece tekstilde değil buhar kullanan birçok sektörde de benzer durum söz konusu. Türkiye fast fashion devlerinin önemli üreticilerinden biri. Almanya ve İspanya da dahil olmak üzere birçok ülke yaşanan enerji krizi nedeni ile santrallerinde bile kömür kullanımını devreye alıyor. Bizde ise üretim yaptığımız markalar ‘kömür kullanırsanız sizden mal almayız’ diye tutturuyor. Biz beklerdik ki dünya enerji ile ilgili gerek parasal gerek temin ile ilgili bu kadar problem yaşarken bu şartlar esnetilsin. Ama umurlarında bile değil. Şimdi çok daha sıkı bir şekilde buhar için kömür kullanan imalatçılar bu ağdan çıkıyor ya da şartları yerine getiremediği için çıkarılıyor” diye konuştu.
Daha ağır şartlara aynı fiyat istiyorlar
Canpolat’ın verdiği bilgilere göre söz konusu markaların üretim için sürdürülebilirlik kapsamında belirli standartları mevcut. Yeşil Mutabakat ile birlikte sürdürülebilirlik taahhütleri de yayımlayan markalar, son dönemde bu taahhütler kapsamında şartlarını çok daha erkene çekti ve sıkılaştırdı. Haliyle markalar, elyaftan ipliğe kumaştan tekstil terbiyeye kadar tüm tedarik ağında bu standartlara uygun üreticiler ile çalışıyorlar. Bu şartlara göre üreticilerin de sınıflandırıldığını anlatan Canpolat, “Listelerindeki standartları yerine getiren üreticilere üretim yaptırıyorlar. Bunların dışındaki yerlerden ürün tedarik edemezsin diyorlar. Seni eskiden kömür kullanıyorsun diye C sınıfına alıyordu, Yeşil dedikleri yere zaten hiç giremiyordun. 6 ay içinde onu da kaldıracağız dediler. Bu durum sektörü çok rahatsız eden bir durum. Bu ülkenin kaynaklarına da yazık. Üstelik yerli kömür kullanılıyor. Enerji ithalatını 1 milyar dolar azaltmak bile çok önemli bu dönemde. Bangladeş’teki Vietnam’daki üreticiye gidip bunu söylemiyor. Türkiye’ye geldiğinde Bangladeş’tekinin fiyatını almaya çalışıyor, bir yandan da bunu önüne şart koşuyor” ifadelerini kullandı.
4 milyar dolarlık alım tehlikede
Söz konusu markalara H&M ve Inditex’in yanı Mango gibi birçok farklı fast fashion devleri de dahil ve bu markaların birçoğu yıllık alımlarının yaklaşık yüzde 30’unu Türkiye’den yapıyor. Sadece H&M ve Inditex’in yıllık gelirinin 50 milyar dolara yakın olduğu ve üreticiden de yine yaklaşık 4 çarpan ile ürün alıp sattığı düşünüldüğünde yıllık 4 milyar dolarlık bir alımdan bahsedilebilir. Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği Başkanı Ramazan Kaya, sürdürülebilirlik esaslarının uygulanmasında sıkıntılar yaşandığını aktardı. Kaya, “Enerji krizi şirketleri zorluyor. Son enerji zamları nedeniyle bazı müşteriler esneklik gösterken bazıları oldukça katı. Inditex’e bakıldığında şirketin şartlarına uygun terbiye yapacak boyahane kalmadı. İnsanlar bunu göze aldı, üretim yapmıyor zarar edeceği için. Bu da siparişlerde düşüşe neden oluyor. Hazır giyimde akreditasyonlar ile ilgili şu an bir sorun yok. Yeni fabrikalar da zaten bu anlayış ile kuruluyor” diye konuştu.
İTHİB büyük alıcılarla şartları masaya yatıracak
Fast fashion markalarının sürdürülebilirlik konusunda bir süredir şartları sıkılaştırdığını anlatan İTHİB Başkanı Ahmet Öksüz, “Enerji krizinin ve fiyat artışlarının üreticileri zorladığı bu dönemde bu markaların şartlarını yeniden gözden geçirmesi gerekiyor. Sıkıntılar ortada. Biz de büyük alıcılar ile gerekli görüşmeleri yapacağız. Yeşil üretim önemli ama bu dönemde kömür kullanımını tekrar gözden geçirmeleri lazım” dedi.
Tüketici online alışverişte ‘sınırlar’ı aşıyor
Salgın döneminde zirve yapan yerli tüketicinin online alışveriş eğilimi, son bir yılda hızla artan fiyatlar ve düşen alım gücü nedeniyle marttan itibaren yurtiçinde gerilerken, yurtdışında ise artışa geçti. BKM verilerine göre yerli kartlarla internetten yapılan online kartlı ödeme işlemlerinin adedi temmuzda 145 milyonla marttan bu yana en düşük seviyeye gerilerken, yurtdışı kullanım ise tam tersi yönde hareket etti ve 15,3 milyonu aştı. Yerli kartların yurtdışı kullanımı miktar açısından ise 3,9 milyar TL ile tüm zamanların aylık rekorunu kırdı. Zincir Mağazalar Derneği Başkanı Serhan Tınastepe, online’ın yanı sıra offline kanallarda da satışlarda adet bazlı düşüş yaşandığını söyledi. Alım gücünün zayıflaması nedeniyle harcamaların temel ihtiyaçlara yöneldiğine dikkat çeken Tınastepe, “Gıdada bile adetsel bazda düşüş yaşanıyor. Daha az adetli ve sık alışveriş yapılıyor” dedi. Yurtdışın online alıveriş trendi konusunda ise Tınastepe, “Yurtdışı online alışverişte uygulanan yasal alışveriş sınırı makul bir seviyede düzenlenmedikçe bu eğilim devam edecek. Yurtiçinde satılan ürünlerin üstüne eklenen ek maliyetler, aynı ürünü yurtdışından aldığınızda eklenen maliyetlerin çok üstünde. Tüketicinin alışveriş alışkanlıklarındaki online tarafa kayan eğilim, yabancı e-ticaret sitelerini tercihi artırıyor” diye konuştu.