Mahler’e göre yaşamın ilk birkaç yılında gelişim evrelerinin başarıyla tamamlanması, ayrılma ve bireyleşme ile sonuçlanır. Ayrılık, anneden zihinsel olarak ayrılmanın içsel sürecini ifade ederken, bireyleşme gelişen bir benlik kavramını ifade eder. Bunlar büyük ölçüde annenin çocuğa karşı tutumuna (duyarlılığına) bağlı olarak gelişir.
1. Normal otistik evre: (0-2 ay) Yaşamın en başında, bebek öncelikle kendisine odaklanır, dış uyaranlara ilgi duymaz. Anne, ayrı bir varoluştan yoksun, bebeğin içsel bir parçası olarak görülür. Bu noktada birincil amaç, ihtiyaçların karşılanmasının dış bir kaynaktan gelebileceği anlayışından yoksunken bir denge (Homeostasis) durumuna ulaşmaktır. Bebek için varsanısal arzu yeterlidir. Nesneyi ‘’belli belirsiz fark etmesi’’ simbiyotik evreyi başlatır.
2.Normal simbiyotik evre: (2-4 ay) Bu aşamada bebek, annenin varlığını benzersiz bir varlık olarak değil, ihtiyaç tatmininin ana kaynağı olarak belli belirsiz kabul eder. Bebeğin fizyolojik ihtiyaçlarının karşılanması, psikolojik arzularla iç içe geçer ve böylece gelecekteki ilişkilerin oluşturulacağı temel olarak hizmet eder. Sonraki aşamalarda başarılı ilerleme için çok önemli olan, annenin bebeğin ihtiyaçlarına başarılı bir şekilde uyum sağlama yeteneği ve mevcudiyetidir. Anne bu dönemde ‘’Psikolojik Arzu’’ haline gelir. Bu evrenin başarıyla tamamlanamaması (aşırı sapması) çocukta ‘’Psikotik’’ özelliklerin gelişmesine neden olabilir.
3. Ayrılma-Bireyleşme aşaması: (5-30 ay) Bu son aşamada, örtüşen iki alemde önemli bir geçiş gerçekleşir. Ayrılıkta, bebek benliğin sınırlarını anlamaya başlar ve böylece anne giderek bir birey olarak görülür. Bu arada, bireyleşme bir kendilik duygusunun gelişimini işaret eder. Bu dört alt aşamadan oluşur:
3a: Farklılaşma: (3-8 ay) Bebeğin birincil odak noktası, birincil referans noktası anne olmaya devam etse de, içsel odaklanmadan dışa odaklanmaya dönüşmeye başlar. Bu dahili süreç, emekleme gibi fiziksel olarak daha fazla ayrılmaya izin veren motor gelişimindeki önemli olaylarla ifadelenir. Bebek, anneyle simbiyotik olarak bütünleşmeye çalışmak yerine annesini keşfetmeye (örneğin nasıl göründüğü veya koktuğu) giderek daha fazla ilgi duymaya başlar. Sosyal gülümseme durumu büyük önem taşır. Beden imgesi gelişmesi durumu önemlidir.
3b: Alıştırma: (10-15 ay) Artan otonom fonksiyonlarla, özellikle ‘’yürümeyle’’, ayrılma kapasitesi gelişmeye devam eder. Çocuk özgürce keşfedebilmesine rağmen, anneyi kendisiyle bir bütün olarak görür ve bu nedenle çevresini en uygun mesafeden koruyarak keşfeder. (yakıt ikmali üssü) Çocuğun keşfettiği dünya deneyimi, annenin tepkilerinden ve deneyimlerin korkutucu veya acı verici olabileceği durumlarda onu yatıştırmaya hazır olmasından etkilenir. Bu dönemde ‘’bilme yetisinin gelişmesi ve dik devinim’’ sayesinde çocuk ‘’Dünyaya Aşık Olma’’ durumunu yaşar. Burada narsisizim doruk noktasındadır. Yürüme özerk ben işlevine büyük libidinal yatırım yapar. Çocuk bu dönemde anneye ve düşme kalkma, çarpma acılarına kayıtsız görünür. Çocuk bu dönemde annenin yokluğunu ‘’kararma’’ (anneyi fantezi dünyasında anneyi hayal eder ve doyum sağlar) şeklinde doyurur.
3c: Yeniden Yakınlaşma: (15-22 ay) Alıştırma aşamasında doruğa ulaşan tümgüçlülük narsiszimi, gelişen bilişsel ben işlevi ile sönmeye başlar. Bu noktada çocuğun bağımsız olma arzusu terk edilme korkusuyla gölgelenir. Bu nedenle, çocuk keşifle meşgul olurken anneye yakınlığı korumaya çalışır. Bu aşama, istikrarlı bir benlik duygusunun gelişimi için gereklidir. Bu, üç alt aşamayı içerir: • Başlangıç: Çocuk, deneyimlerini ve heyecanını paylaşmak için anneye döner. Annenin burada ‘’duyarlılığı-ulaşılabilirliği’’ çok önemlidir. • Kriz: Çocuk, güçlü ve kendi kendine yeterli olma arzusuna karşı sınırlarının farkındadır. Çocuk, anneye fiziksel ve duygusal yakınlık veya bağımsızlık arasında seçim yapmakta zorlanır. Bu aşama, öfke nöbetleri ve çaresizlik ile karakterizedir ve bu nedenle annenin duygusal erişilebilirlik ihtiyacı artar. Annesinin ulaşılır olmaması durumda anne nesnesi imgesi ‘’iyi ve kötü şeklinde’’ bölünmeye uğrar. • Çözüm: Çocuk, dil, üst-ben gelişimi, simgesel oyunlarla ifade etme gücü sayesinde iki uç arasında sağlıklı bir ortama ulaşır. Kriz iyi çözülmezse, aşırı sarılma veya kaçınma davranışında bir artış olacaktır.
3d: Nesne sabitliği: (22-30 ay) Bu aşamanın başarıyla tamamlanması, fiziksel olarak ayrı olduklarında bile çocuğa bilinçsizce eşlik eden ve onu destekleyen, içselleştirilmiş bir anne zihinsel modelinin gelişimini işaret eder. Ek olarak, bir bireysellik duygusu gelişmeye başlar. İçselleştirilmiş modeldeki kararsızlığın derecesi, sağlıklı bir benlik kavramının ve kendine güvenin oluşumunu ima eder. Cinsiyet kimliğinin pekişmesi, sözlü iletişimin gelişmesii fantezi ve gerçeklik sınamasının yapılması sağlanır. Bu dönemin amacı; yaşam boyu bireyselliğe ve nesne sürekliliğine ulaşmaktır. Psikotik çocuk bu dönemi başarıyla uygulayamamıştır.
TEMEL RUH HALLERİ: Kız çocuk: Deviniminin düşük olması, anatomik kusurlar (penis yokluğu) kız çocuğunu depresif olmaya yatkınlaştırır. Anne tarafından aldatılmış, yaralanmış (hadım edilme) olmaktan dolayı hoşnutsuzluğunu dışa vurur. Anneye karşı çift eğilimli, talepkârdır.
3.Yılda: Penis hasedi bastırılır ve yer değiştirilerek anneye yöneltilir. Kız: Penisle ilgili çatışmasını ‘’Yeniden Yakınlaşmada’’ yaşarken Erkek: Fallik dönemde yaşar. Kız çocuğunun yaşadığı penis hasedini erkek çocuk anne tarafından yutulma korkusu olarak yaşar.